ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK: KAYBETMEYİ NASIL ÖĞRENİYORUZ?
- Gelişim
- 27 Nis 2018
- 2 dakikada okunur
Öğrenilmiş çaresizlik, hayvanların ya da insanların, karşılaştıkları olumsuz olaylar üzerinde kontrollerinin olmadığını düşündükleri durumlarda ortaya çıkan “apati (duygusuzluk)” durumuna denir.
Bu rahatsızlığa sahip olan kişi, daha önce yaşadığı olumsuzluklarla tekrar karşılaşmaktan kaçınmak için çaba sarf etmez.
Öğrenilmiş Çaresizlikle İlgili Bir Deney Yapılır
Deneyde, bir köpekbalığı aç halde akvaryuma konulur. Aynı akvaryuma bir tane de küçük balık bırakılır. Aç köpekbalığı hemen küçük balığı yemek için harekete geçer.
Köpekbalığı yaptığı ilk saldırıda, kafasını ne olduğunu algılayamadığı sert bir şeye çarpar. Bilim insanları küçük balık ile köpekbalığının arasına cam bir bölme yerleştirerek onları ayırmıştır. Köpekbalığı camı görememiş ama kafasını çarptığında algılamıştır.
Köpekbalığı bir süre sonra saldırıyı tekrar dener ve yine kafasını cama çarpar. Defalarca dener ama hep aynı şeyi yaşar. Hedefine bir türlü ulaşamaz.

Sonra Deneyin İkinci Aşamasına Geçilir
Bu aşamada aradaki cam bölme kaldırılır. Artık köpekbalığı isterse küçük balığı yiyebilecektir. Önünde hiçbir engel yoktur. Çok da açtır.
Araştırma ekibi neler olacağını bekler ve oldukça şaşırır çünkü köpekbalığı küçük balığı yemek için hiçbir girişimde bulunmaz.
Literatürde köpekbalığının düştüğü ruh haline “öğrenilmiş çaresizlik” denir.
Öğrenilmiş çaresizlik, defalarca denediği halde istediği sonuca ulaşamayan bir canlının, bir sonraki denemede başarısız olacağını beklemesinden dolayı, deneme cesaretini kaybedip hiçbir şey yapmamasıdır.

Kaybeden Olmak Öğrenilmiştir
Aslında bu bir nevi öğrenilmiş başarısızlıktır.
Deneyden de anlaşılacağı gibi insan başarısız doğmaz, yaşadıklarından çıkardığı derslerle başarısız olmayı sonradan öğrenir.
Kaybeden olmanın bir kültürü, alışkanlıkları vardır ve kimse doğuştan bu bilgilere sahip değildir. Kaybeden olmak da zamanla öğrenilir.
Köpekbalığı geçmişteki denemelerinde başarısız olunca, gelecekteki denemelerinde de başarısız olacağını düşünmeye başladı.
Bu başarısızlık beklentisi, onun eylem kapasitesini felç etti.
Tüm bunlar gösteriyor ki, başarısızlığı kendimize sunma/açıklama biçimimiz, başarı kapasitemizi önemli ölçüde belirliyor.
Bu yüzden de başarısızlığa odaklanmamalı, yapabileceklerimizin farkına varıp başarı algımızı genişletmeliyiz.
Çünkü bir şeyi başaramayacağımızı düşünmek bizi hep bir adım geride tutacaktır.
Editör: S. Cansu Dübüş
Comments