top of page

Bu haber bloğu
İstanbul Gelişim Üniversitesi
"Medya ve İletişim" öğrencileri tarafından yürütülmektedir.

MEDYA VE İLETİŞİM BÖLÜMÜ TİYATRODA

İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Medya ve İletişim Bölümü aralarında akademik kadro ve öğrencilerin de bulunduğu geniş bir katılımla tiyatro oyununa gitti.

Güzel Kaybedenler

Asıl olay, yarışı kaybettikten sonra atraksiyonlu hale geliyordu aslında ve o aşk hikayesi sevilmedikten sonra başlıyordu. Hayatımız en çok, emin adımlarla ilerlediğimiz yolda, çıkmaz sokakla karşılaştığımızda reyting alıyordu. Kendimiz de dahil merak ediyordu herkes baş kahramanın şimdi ne yapacağını. Sessiz atılan “sev beni” çığlığına kulak kesiliyordu kalbi donuk insanlar. Hayretle dinliyorlardı. Bir sessizlik ne kadar gürültü çıkarabilirdi ki? Ya da bir sevgi ne kadar saf olabilirdi? Beyazlığı gıptayla izliyorlardı bakışları grileşenler.

Kendini anlatmayı istememe durumuyla, şefkatli birinin omzuna başını koyup derin bir iç-döküş yaşama isteği arasındaki bir köprü gibidir yazmak. Çelişkiyi dengeleyen bir etkisi vardır, özellikle de deneme yazmanın.

O yazılanı okumaksa, yazarıyla tanışmak gibi bir şey. Hislerini, gözlemini, empatisini, hayalini; dünyasını tanırsın. Okudukça yalnızlığın azalır, öğüdünü alır cesaret bulursun korktuklarına, ertelemeyi bırakır işe koyulursun. İyi gelir bazı kitaplar.


Kerimcan Kamal - Güzel Kaybedenler

“Geçecek” kelimesini fısıldıyordu sanki bu kitap her sayfasında. Sevilmediysen de geçecek, aldandıysan da geçecek, yorulduysan da geçecek diyordu içten içe. İyi olmanın ahmaklık olduğuna inananlara aldırmadan temiz kalbinle ışık saçmaya devam et sen. Olabildiğince iyi kal. Yalnız gelip yalnız gideceğin bu dünyada yalnız başına neler yapabiliyorsun ona bak. Hayatın özeti yalnızlık çünkü. Ve yalnızlık kötü bir şey değil. Kaybetmek de aslında sadeleşmek demek. İyi bak, iyi gör. Şükret, huzur bul.


Editör: Melike Gürbüz


9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page