OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU (OSB)
- Gelişim
- 31 Eki 2018
- 2 dakikada okunur
“Önyargısız, egodan arınmış en saf bağ.”
İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisans Tez Örneği hazırlayan Mehmet Fatih Satıcı’nın “OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU” hakkındaki tez yazısından yola çıkarak otizme duyarlılık oluşturmak adına bir yazı dizisi oluşturdum.
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) Nedir?
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), sosyal alanda farklı derecelerde bozulma, iletişim ve davranış alanlarında sorunlar, bilişsel gelişmede gecikme ile seyreden heterojen bir nöropsikiyatrik bozukluktur (Wilson 2013).
OSB bulguları erken çocukluk döneminde ortaya çıkmakta ve yaşam boyu devam etmektedir. Klinik belirti olarak ciddi sosyal beceri eksiklikleri, anlamsız hareket ve davranışların süreğen tekrarı, konuşmada gecikme, dikkat eksikliği gibi özellikler görülse de teşhis için yeterli değildirler. Otizmli çocuklarda sosyal ilişkilerde eksiklikler bulunmakta ve bu çocuklarda bağlanma arayışı görülmemektedir.
OSB’li çocuklar yalnızlıktan memnun, ilgi çekmek için konuşmayan, ailelerini önemsemeyen, nadiren göz teması kuran, jest ya da seslenme ile başkalarının dikkatini çekmeye çalışmayan çocuklardır (Amerikan Pediatri Akademisi 2013).
Otizmin erken tanısı, erken müdahalenin getirileri nedeniyle önemlidir. Sağlıklı çocuk izleminde otizm taraması, muayene sırasında çocuğun gözlemsel değerlendirilmesiyle fark edilip ileri değerlendirme için çocuk psikiyatriste yönlendirilebilir.

OTİZME SEBEP OLAN NEDENLER
Otizm, sebebi hâlihazırda tam anlamıyla saptanamamış bir hastalıktır. Çeşitli rahatsızlıklarda da olduğu gibi otizm de bir faktöre bağlanamaz. Fazlaca etkenin bir araya gelmesinden kaynaklanan bir problem olduğu düşünülmektedir. Esas nedenlerin başında genetik olması gelir ancak bazı bilim adamları bu rahatsızlığın sebepleri arasında fazla radyasyona maruz kalma, virüslerin kolay taşınma ortamı oluşması, çevre kirliliği ve çevresel faktörlerin olabileceğini de düşünmektedirler.
Otizm Belirtileri
Otizm tanısı konulmuş bireylerde genel tıbbî nitelikler karşılıklı olarak sosyalleşme refleksinde yetersizlik, sosyalleşememe, iletişimde noksanlık, saplantılı kendini tekrarlayan davranışlardan meydana gelmektedir.
Bu bozuklukların görülmesi kişinin yaş ve gelişim seviyesi ile ilintili olarak değişebilmektedir. Otizmin tanımlanabilmesi için ilk alan bebeklik dönemidir.
En önemli otizm belirtisi bebeklerin göz teması kurmaktan kaçınmasıdır. OSB olan çocukların okul öncesi dönemlerde yaşıtlarına nazaran ilişki kurup geliştirmeleri olanaksızdır. Yalnız kalarak kendi başlarına yapabilecekleri işlerle uğraşmayı tercih ederler. Kalabalık oyunlara katılmayı tercih etmezler. İnsanlarla bağ kurmaktansa cansız nesnelerle bağ kurmayı daha çok tercih ederler. Dil gelişiminde yaşanan gecikme, otistik çocukların ailelerinin genel olarak ilk gözlemlediği sorundur. Otizm teşhisinde, bu rahatsızlıkta gözlemlenen iletişim konusunda yaşanan bozuklukların saptanması oldukça yararlı olur.
Otizmli çocukların, dili bir iletişim aracı olarak kullanamaması, konuşmanın gecikmesi ve gelişmemesi, karşı taraftan gelen uyarılara karşılık verilmemesi, konuşma başlatamayıp sürdürememesi gibi birçok belirti sıralanabilir.
a) Göz teması kurmaktan kaçınma ve göz ile takip etmede noksanlık
b) İsme uygun tepkinin gelmemesi
c) Taklit yeteneğinde yetersizlik
d) Sosyal gülümsemenin olmaması
e) Göreceli tepkisizlik
f) Çevresel ilgiye tepki verme azlığı ve ilginç davranışlar,
g) 6. aylarda netleşen; diğer çocuklardan farklı postur ve tonus,
h) Çevresinde bulunan bir nesneye uzun süre odaklanma,
i) 12. aydan sonra ilginç sesler çıkarmaya başlama,
j) 16. ayda tek kelimelik sözcüklerin dahi çıkmaması,
k) 24. ayda kendiliğinden iki sözcüklü kelimelerin dahi çıkmış olmaması,
l) Stereotipik davranışlar,
m) Durağan mimikler,
n) Uyaranlara karşı anormal tepkiler geliştirmek olarak sıralamışlardır.
SPOR VE OTİZM
Dış görünüm açısından gayet sağlıklı görünen otizmli çocukların gelişimleri akranlarıyla kıyaslandığında farklılık göstermektedir.
Fiziksel işleyiş açısından birçok yeteneği istenilen zamanda gerçekleştirebilecek gibi görünseler dahi, birtakım yeteneklerin ortaya çıkması geç olmaktadır.
Otizmli kişilerin fiziksel aktivitelerde bulunmaları, kendini uyarıcı davranışlarının aza indirgenmesi bakımından kendilerinde aranan uyarıcı davranışların aza indirgenmesi, uygun yanıtların artırılması toplumsal etkileşim açısından değerlendirilmesi gereken bir fırsattır ve spor faaliyetleri oldukça yararlıdır.
SADECE ‘2 NİSAN OTİZM FARKINDALIK GÜNÜNDE’ DEĞİL HER AN BİR ARADA SEVGİ BAĞIYLA…
Editör: Emine Yüksel Türkmen
Comments