top of page

Bu haber bloğu
İstanbul Gelişim Üniversitesi
"Medya ve İletişim" öğrencileri tarafından yürütülmektedir.

MEDYA VE İLETİŞİM BÖLÜMÜ TİYATRODA

İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Medya ve İletişim Bölümü aralarında akademik kadro ve öğrencilerin de bulunduğu geniş bir katılımla tiyatro oyununa gitti.

BESLENME ŞEKLİ NASIL OLMALI?

  • Yazarın fotoğrafı: Gelişim
    Gelişim
  • 1 Ara 2018
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 2 Ara 2018

Diyetisyen Rabia Ayvacı, günümüzün en sık sorulan sorularından birine yanıt verdi:

AZ VE SIK BESLENME ŞEKLİ Mİ YOKSA ARALIKLI BESLENMEK Mİ DOĞRUDUR?


"Birçok diyetisyen ve doktor az ve sık beslenmek gerektiği görüşünü savunur. Hastalarına bu kural üzerinden beslenme programları hazırlarlar veya önerilerde bulunurlar. Oysa bütün hastalıkların temelinde yenilen yiyeceği hazmetmeden üzerine yeni bir yiyecek ilave etmek vardır. Çünkü sindirim işlemi vücut için yorucudur. Sindirim sistemi sürekli aktif olduğu zaman bağışıklık sistemimiz yani hastalıklara karşı savunma sistemimiz yeterince aktif çalışamaz. Hastalandığımız zaman iştahımızın kapanması bu sebepledir. Vücut sindirimle uğraşmayıp hastalıkla savaşması gerektiği için iştahı kapatır. Hastalık ile mücadelesini tamamladığı zaman iştahımız açılır.



Günümüzde az ve sık yemekten dolayı birçok insan açlık duygusunu unutmuş durumdadır. Çünkü 2-3 saat arayla bir şeyler yiyen insan acıkmaz. Yemek yediğimiz zaman sindirim işlemi yaklaşık 4-5 saat sürer. Hatta et veya yağ içeriği yüksek yiyecekler yenildiği zaman 6-7 saat sürebilir. Bu süre zarfında mideye yeni bir yiyecek göndermemek, sindirimin tamamlanmasını beklemek önemlidir.


“Günü zinde geçirmek, gece kaliteli bir uyku uyumak ve hastalıklardan kurtulmak için işe beslenmeyi düzeltmekle başlamak gerekir.”

Doğru bir beslenme programı geç bir kahvaltı (10:00-11:00) ve erken bir akşam yemeği (17:00-18:00) şeklinde olmalıdır. Kahvaltıdan yaklaşık 4-5 saat sonra meyve ve biraz kuruyemiş ile yapılan küçük bir ara öğün bulunabilir. Bu öğün akşam yemeğine kadar geçen süreyi kolaylaştıracaktır. Alışılmışın dışına çıkmak her konuda olduğu gibi bu konuda da başlangıçta biraz zor gelir ama sabredilirse vücut alıştığı zaman kolaylaşacaktır. Bu şekilde beslenme ile zihinsel performans artar. Vücut zinde olur. Vücuttaki fazla yağ depoları zamanla azalır.



Öğün saatlerinin önemi kadar öğün içeriği de önem taşımaktadır. Bu konuda da yanlış bir inanış vardır. Hep yağdan korkmak gerektiği savunulur. Ancak beslenmede asıl problem yağlar değil şekerdir. Soframızda zeytinyağı, tereyağı gibi doğal yağlar bulunuyorsa ölçüyü aşmadığımız sürece korkmamak gerekir. Şekerin ise bulunmaması gerekir. Çünkü şeker hızla kan şekerini yükseltir. Yüksek kan şekeri dokulara hasar verdiğinden vücudumuzda hızla insülin hormonu salgılanır ve kan şekeri düşürülür. Kan şekerimiz düştüğü zaman yeniden yükseltmek için bir şeyler yeme ihtiyacı hissederiz ve yediklerimiz çoğunlukla yine şekerli yiyecekler olur. Dolayısıyla aralıklı beslenmek mümkün olmaz. Bu sebeple beslenmeden beyaz şekerin çıkarılması da aralıklı beslenmek kadar önemlidir. "

HER GÜNE SAĞLIKLA UYANMAK DİLEĞİYLE…


Editör: Emine Yüksel Türkmen


Commentaires


© 2023 by Name of Site. Proudly created with Wix.com

bottom of page